ANADOLU BÜYÜK AİLE FEDERASYONU

Uncategorized

Yurt Kardeşliği Kan Bağının Ötesinde Bir Bağdır

Yurtkardeşliği: Kan Bağının Ötesinde Bir Bağ

Günümüzde “kardeşlik” kavramı genellikle biyolojik akrabalık ya da kan bağı üzerinden tanımlanır. Ancak gerçek kardeşlik, kan bağı olmadan da oluşabilir ve bu bağ, çıkar ya da maddi beklentilere dayanmadan, saf bir dostluk ve sevgiyle örülür. İşte bu tür bir kardeşlik bağına en iyi örnek, devlet korumasında büyüyen bireylerin aralarındaki güçlü dayanışma, yani “yurtkardeşliği”dir.

Yurtkardeşliği, biyolojik bağı olmayan, devlet korumasında büyüyen çocukların aralarındaki güçlü duygusal bağın ifadesidir. Bu bağ, aynı zorlukları ve sevinçleri paylaşmanın getirdiği özel bir dayanışmayı temsil eder. Yurtkardeşleri, birbirlerine karşı bir aile bireyi gibi yakınlık ve güven duyar, ancak aralarındaki ilişki, hiçbir maddi beklentiye dayanmadan yalnızca dostluk ve sevgiye dayanır. Onlar için kardeşlik, aynı evde yaşamanın, aynı sofrada oturmanın, ortak acıları ve mutlulukları paylaşmanın doğal bir sonucu olarak doğar.

Bu bağ, yurt çocuklarının hayata karşı birlikte güçlü durmalarını sağlar. Birbirlerine duydukları güven, dış dünyada karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olur. Çıkarsız bir dostluk içinde, birbirlerinin eksikliklerini tamamlayan ve yalnız hissettiklerinde birbirlerine omuz veren yurtkardeşleri, adeta gerçek kardeş gibi birbirlerine destek olurlar. Zorlukları aşmak için dayanışma içinde hareket eden bu çocuklar, aslında toplumda kendilerini yalnız hissetmeden, güçlü bir aile ortamı kurarlar.

Yurtkardeşliği yalnızca koruma altındaki bireyler arasında sınırlı kalmaz; aynı zamanda topluma karşı da bir sorumluluk taşır. Birbirine kenetlenen bu bireyler, birlikte daha iyi bir gelecek inşa etme hedefiyle hareket eder. Yurtkardeşlerinin dayanışma gücü, topluma katkıda bulunmak ve yardıma muhtaç diğer bireyler için umut ışığı olma amacını taşır. Bu kardeşlik bağının sağladığı güçle, topluma katkıda bulunmak için bir araya gelen bu gençler, bir yandan da kendi hikayelerini geleceğe taşır.

Sonuç olarak, yurtkardeşliği, toplumumuzun göz ardı etmemesi gereken değerli bir bağdır. Kan bağına dayanmayan, çıkar ya da maddi beklentilerden uzak, yalnızca dostluk ve sevgiyle örülmüş bu bağ, “gerçek kardeşlik” kavramına yeni bir anlam katmaktadır. Yurt çocukları arasındaki bu dayanışma, toplumumuz için örnek teşkil ederken, onların birlikte yürüdükleri bu yolculukta, dostluk ve kardeşliğin en saf ve en güçlü haline şahit oluruz.

Uncategorized

Federasyon Başkan Yardımcımız Yunus UZUN’un Yazısı Coğrafya Kaderdir

Coğrafya Kaderdir: Kimsesiz Çocukların Mücadelesi

“Coğrafya kaderdir” sözü, insan yaşamının büyük ölçüde yaşadığı yerin koşullarıyla şekillendiğini belirtir. Bu bağlamda, coğrafya sadece bir mekan değil, aynı zamanda bir bireyin hayatındaki fırsatları, zorlukları ve hayallerini belirleyen bir faktördür.

Bir çocuğun dünyaya geldiği yer, onun eğitim olanaklarını, sağlık hizmetlerine erişimini ve sosyal imkanlarını belirler. Ancak coğrafya, yalnızca coğrafi konumla sınırlı kalmaz. İçinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve kültürel ortam da, o çocuğun hayatını derinden etkiler. Özellikle kimsesiz çocuklar için bu durum daha da kritik hale gelir. Aile sıcaklığından, destekten yoksun olan bu çocuklar, çoğu zaman savaş, yoksulluk ve ihmal gibi olumsuz koşullarla başa çıkmak zorunda kalırlar.

Kimsesiz olmak, sadece fiziksel bir yalnızlık değil, aynı zamanda duygusal bir boşluk da getirir. Sevgi, ilgi ve destekten yoksun büyüyen bu çocuklar, kendilerine ait bir aile ortamı bulamadıkları için duygusal ve psikolojik zorluklar yaşayabilirler. Eğitim gibi temel haklara erişim konusunda da büyük sıkıntılar çekerler; çünkü destekleyici bir aile yapısı, başarıya ulaşmaları için kritik öneme sahiptir.

Toplum olarak, kimsesiz çocuklara yönelik daha fazla sorumluluk almalı ve onlara destek olmalıyız. Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler alanında sunulacak desteklerle bu çocukların hayatlarını olumlu yönde değiştirebiliriz. Yerel ve ulusal düzeyde yapılacak projelerle, bu çocukların daha iyi bir yaşam standardına ulaşmalarını sağlamak mümkündür.

Unutulmamalıdır ki, her çocuk sevgiye, desteğe ve fırsata layıktır. “Coğrafya kaderdir” sözü, bizim bu çocuklara olan sorumluluğumuzu artırmalı ve onları yalnız bırakmamamız gerektiğini hatırlatmalıdır. Onlara uzanacak bir yardım eli, belki de hayatlarını değiştirecek olan umudu taşıyacaktır.

Bizim gibi Devlet koruması altında yetişmiş kardeşlerim için hayatta başarılı olma mücadelesi, gerçekten çok zorlayıcı olabilir. Anne-baba desteği olmadan, toplumun zorluklarına karşı tek başına mücadele etmek, ağır bir yük gibi hissedilebilir. Ancak bu zorlu süreçte, umudun ve güçlülüğün anahtar olduğunu vurgulamak istiyorum.

1. Kendi Gücünü Tanı

Devlet korumasından ayrılmış olmak seni daha zayıf değil, aksine çok daha güçlü yapıyor. Bu süreçte karşılaştığın zorluklar seni hayata karşı hazırladı ve hayatta kalmak, zorluklarla başa çıkmak için zaten bir gücün var. Bu gücü fark etmen çok önemli. Hayatta başarıya giden yol, içindeki dayanıklılığı ve yetenekleri fark etmekle başlar.

2. Destek Aramaktan Çekinme

Yalnız hissetmek çok normal, çünkü bir ailen ya da seni sürekli destekleyecek bir yapın olmayabilir. Ancak, hayatta tutunabileceğin insanlar ve topluluklar var. Farklı sivil toplum kuruluşları, sosyal hizmetler, mentorlar veya güvenilir arkadaşlar gibi çevrende sana yol gösterecek kişiler bulabilirsin. Destek almak bir zayıflık değil, tam tersine güçtür.

3. Eğitim ve Kendini Geliştirme

Hayatta başarılı olmanın yollarından biri, kendini sürekli geliştirmeye açık olmaktır. Eğitim, iş becerileri, kişisel gelişim gibi alanlara odaklanmak, seni daha donanımlı hale getirecek. Kazandığın her yeni bilgi ve beceri, seni hayatta bir adım öne taşıyacaktır. Eğer maddi imkanlar kısıtlıysa, devlet bursları veya meslek edindirme programlarına katılabilirsin.

4. Kendi Aileni Kurma Hakkın Var

Biyolojik bir ailen olmayabilir, ama hayatta kendi aileni yaratma şansın her zaman var. Aile, sadece kan bağı demek değildir; güvenebileceğin insanlardan oluşan bir topluluk yaratabilirsin. Bu, arkadaşlar, iş arkadaşları ya da hayatına girecek değerli insanlar olabilir. İlişkilerini güven ve sevgi üzerine kurarak, kendine bir destek ağı oluşturabilirsin.

5. Kendi Hikayenin Kahramanı Sensin

Herkesin hayatında zorluklar vardır, ama senin hikayen diğerlerinden farklı olabilir çünkü sen, zorlukları aşarak buraya geldin. Bu seni daha da özel ve güçlü yapar. Hayatının geri kalanında, geçmişindeki zorlukları birer deneyim olarak görebilir ve kendi başarı hikayeni yazabilirsin. Hayatının kahramanı sensin ve seni neyin beklediğini ancak sen belirleyebilirsin.

6. Küçük Başarıları Kutla

Başarı, her zaman büyük adımlarla gelmez. Küçük adımlarla ilerlemek ve o küçük başarıları kutlamak seni motive eder. İlk işin, ilk kariyer adımın, eğitimde bir aşama kaydetmen ya da küçük bir hedefe ulaşman, seni daha büyük başarılara hazırlar.

Evet, hayatta tutunacak bir ailenin olmaması çok zorlayıcı olabilir ama unutma ki, senin de kendi yolunu çizme gücün var. Kendine inanman, seni güçlü ve bağımsız bir birey haline getirir. Yaşadığın deneyimler, seni başarıya götürecek birer basamak olabilir. Bu yolculukta yalnız olmadığını, senin gibi zorluklarla baş eden insanların olduğunu da unutmaman önemli.

Yunus UZUN
Anadolu Büyük Aile Federasyonu
Başkan Yardımcısı

Uncategorized

Bakım Sonrası İzleme Çalıştayı Bingöl İlinde Gerçekleştirildi

Anadolu Büyük Aile Federasyonu tarafindan Bingöl ilinde Bakim Sonrasi İzleme Çalistayi düzenledi.

 

Genel Merkezi Malatya’da bulunan ve Ağrı, Malatya, Erzurum, Muş, Gaziantep ve Bingol

Yetistirme Yurtlarindan Ayrilanlar Yardımlaşma derneklerinin kakatildiğı çalistaya Bingöl Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardimcisi Süleyman BEDIR ile kuruluş Yöneticileri ve sosyal hizmetler uzmanlarının katilim sagladığı programın açılışında bir açıklama yapan,Federasyon baskani Mehmet ÇOLAK derneklerimizin ve federasyonumuzun en öncelikli çalisma alanlarindan biri olan bakim surecinden baslayarak genclerimizin bakim sonrasinda desteklenmesi calismalaridir. Bu konuda birlikte neler yapilmasi gerktigi konularinda sorun ve cozum onerilerini konustugumuz 2 gunluk bir calistay gerceklestirdik. Calistay sonucunu raporluyarak ilgili birimler ile paylasacagini ifade derken Bingöl Aile ve Sosyal Hizmet İl Müdürü Yardımcısı BEDİR ise yaptığı açıklamada, kurumlarımızın bakım ve koruması altında yetişmiş gençler tarafından kurulan derneklerimiz bir araya gelerek kurudukları dernekleri güçlendirerek Federasyon çatısı altında bir araya gelmeleri önemli bir çalışmadır bugün bölgemizde federasyonun çatısı altında bulunan derneklerin ilimizde kurum bakımından sonra gençlerin yaşadığı sorunların tespit edilerek çözüm önerileri belirlenmesi çalıştayı da kamu STK iş birliğinin önemli bir adımıdır, emeği geçen herkesi kutluyorum çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum dedi

Programın 1. Gününde çocuların Kurum bakımı ve sonrasındaki yaşadıkları problemler tespit edilerek üzerinde tartışmalar yapılırken daha sonra AB Sivil Düşün Uzmanı tarafından Kanıt Temelli Savunuculuk eğitimi ile tamamlanan program ikinci gününde Bakım Süreci ve sonrasında yaşanan problemlerin Çözüm önerileri üzerine görüş ve öneriler tartışıldıktan sonra Federasyona bağlı derneklerin kurumsal Kapasitelerini güçlendirmeye yönelik istişareler ile program tamamlandı.