Güçlü Bir Sivil Toplum Kuruluşu Olma: Anadolu Büyük Aile Federasyonu’ndan Mesaj Var
Değerli Üyelerimiz ve Gönüllülerimiz,
Anadolu Büyük Aile Federasyonu olarak, dayanışmanın gücüne inanıyor, Anadolu’nun dört bir yanını kucaklayan büyük bir aile olmanın gururunu yaşıyoruz. Ancak biliyoruz ki bir sivil toplum kuruluşunun gerçek anlamda güçlü olması, yalnızca varlığıyla değil; şeffaflığı, katılımcılığı, hesap verebilirliği ve yerelden beslenen samimiyetiyle mümkündür.
📌 Şeffafız:
Her bir bağışın, her bir emeğin nasıl değerlendirildiğini üyelerimizle paylaşıyor, düzenli raporlarımızı kamuoyuna sunuyoruz. Bu ailede kimse göz ardı edilmez, hiçbir katkı değersiz kalmaz.
📌 Katılımcıyız:
Kararlarımızı masa başında birkaç kişinin değil, Anadolu’nun farklı köşelerinden sesini yükselten gönüllülerimizin katkısıyla alıyoruz. Ortak aklı yaşatıyor, fikir üreten herkese kapımızı açıyoruz.
📌 Hesap Verebiliriz:
Hatalarımızdan kaçmıyor, ders çıkarıyor ve bunu tüm şeffaflığıyla üyelerimizle paylaşıyoruz. Bu samimiyet, bize duyulan güveni her geçen gün daha da büyütüyor.
📌 Yerelden Besleniyoruz:
Anadolu’nun köylerinden mahallelerine kadar her yerde varız. Sahada olmayı, gerçek ihtiyaçlara dokunmayı masa başı planlardan önde tutuyoruz.
🤝 Biz Büyük Bir Aileyiz!
Anadolu Büyük Aile Federasyonu olarak, büyüyen bu dayanışma halkasına sizin de omuz vermenizi istiyoruz. Gelin, bu büyük ailenin bir parçası olun.
Birlikte şeffaflığı, katılımcılığı ve umudu büyütelim. Anadolu’nun yarınları için hep birlikte daha güçlü olalım!
💌 Bize Katılmak İçin:
[Üyelik Başvurusu]
[Gönüllü Olun]
[Bağış Yapın]
Sevgi ve dayanışma ile, Anadolu Büyük Aile Federasyonu
Toplum olarak ne yazık ki önyargılarla dolu kalıplarla düşünüyoruz. Birinin çocukluk koşullarını bilmeden, o kişi hakkında hüküm veriyoruz. Yurt çocuklarına karşı bu önyargılar ise en incitici olanlardan biri. Bizler, devlet korumasında büyüyen bireyler olarak sadece anlaşılmak değil, en azından saygı duyulmak istiyoruz. Yetim ya da öksüz büyümek, bizim tercihimiz değildi. Bu zorluğun içinde kimimiz doktor, kimimiz vali, kaymakam, imam, öğretmen olduk; hedeflerimize, toplumun önyargılarına rağmen ulaştık.
Her bireyin hikayesi farklıdır ve bizi aynı kefeye koymak, kimliğimizin ve çabalarımızın göz ardı edilmesine neden oluyor. Devlet koruması altındaki çocuklar olarak, kendimizi topluma kanıtlamak gibi ağır bir yük omuzlarımıza yüklenmiş durumda. Ancak bizler, yetim olmanın ne demek olduğunu bilen, dayanıklılığımızla güçlü bir şekilde hayata tutunan bireyleriz. Hayatın zorluklarına karşı birlikte yürümek zorunda kaldık, ama bu bizi zayıf yapmadı; tam aksine, hayata karşı daha güçlü ve kararlı olmamızı sağladı.
Unutulmamalıdır ki, her birimiz potansiyel taşıyan, hayalleri olan bireyleriz. İçimizden doktorlar, öğretmenler, kaymakamlar, valiler çıktı ve çıkmaya devam edecek. Önyargılarınızdan arındığınızda, bizleri sadece geçmişimizle değil, sahip olduğumuz niteliklerle de değerlendirdiğinizde, toplumun her kesimi için bir örnek teşkil eden bireyler olarak tanıyacaksınız.
Artık sizden tek bir şey istiyoruz: Önyargılarınızı bir kenara bırakın. Biz, toplum için çalışmaya ve katkı sağlamaya devam ediyoruz. Anlamasanız bile saygı duyun, çünkü biz de hayallerimizin peşindeyiz ve biz de bu toplumun bir parçasıyız.
Gaziantep Yetiştirme Yurtlarından Ayrılanlar Yardımlaşma Derneği Yönetim kurulu Başkanı değerli büyüğümüz Halil YOLALAN Abimizin vefatından dolayı yapılan gerçekleştirilen Olağanüstü Genel Kurulunda dernek başkanına Cengiz CAN seçilmiştir Cengiz başkanımıza ve yeni yönetim kuruluna başarılar dileriz Halil YOLALAN abimize tekrar Allah’tan rahmet yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı ve sabır dileriz
Günümüzde “kardeşlik” kavramı genellikle biyolojik akrabalık ya da kan bağı üzerinden tanımlanır. Ancak gerçek kardeşlik, kan bağı olmadan da oluşabilir ve bu bağ, çıkar ya da maddi beklentilere dayanmadan, saf bir dostluk ve sevgiyle örülür. İşte bu tür bir kardeşlik bağına en iyi örnek, devlet korumasında büyüyen bireylerin aralarındaki güçlü dayanışma, yani “yurtkardeşliği”dir.
Yurtkardeşliği, biyolojik bağı olmayan, devlet korumasında büyüyen çocukların aralarındaki güçlü duygusal bağın ifadesidir. Bu bağ, aynı zorlukları ve sevinçleri paylaşmanın getirdiği özel bir dayanışmayı temsil eder. Yurtkardeşleri, birbirlerine karşı bir aile bireyi gibi yakınlık ve güven duyar, ancak aralarındaki ilişki, hiçbir maddi beklentiye dayanmadan yalnızca dostluk ve sevgiye dayanır. Onlar için kardeşlik, aynı evde yaşamanın, aynı sofrada oturmanın, ortak acıları ve mutlulukları paylaşmanın doğal bir sonucu olarak doğar.
Bu bağ, yurt çocuklarının hayata karşı birlikte güçlü durmalarını sağlar. Birbirlerine duydukları güven, dış dünyada karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olur. Çıkarsız bir dostluk içinde, birbirlerinin eksikliklerini tamamlayan ve yalnız hissettiklerinde birbirlerine omuz veren yurtkardeşleri, adeta gerçek kardeş gibi birbirlerine destek olurlar. Zorlukları aşmak için dayanışma içinde hareket eden bu çocuklar, aslında toplumda kendilerini yalnız hissetmeden, güçlü bir aile ortamı kurarlar.
Yurtkardeşliği yalnızca koruma altındaki bireyler arasında sınırlı kalmaz; aynı zamanda topluma karşı da bir sorumluluk taşır. Birbirine kenetlenen bu bireyler, birlikte daha iyi bir gelecek inşa etme hedefiyle hareket eder. Yurtkardeşlerinin dayanışma gücü, topluma katkıda bulunmak ve yardıma muhtaç diğer bireyler için umut ışığı olma amacını taşır. Bu kardeşlik bağının sağladığı güçle, topluma katkıda bulunmak için bir araya gelen bu gençler, bir yandan da kendi hikayelerini geleceğe taşır.
Sonuç olarak, yurtkardeşliği, toplumumuzun göz ardı etmemesi gereken değerli bir bağdır. Kan bağına dayanmayan, çıkar ya da maddi beklentilerden uzak, yalnızca dostluk ve sevgiyle örülmüş bu bağ, “gerçek kardeşlik” kavramına yeni bir anlam katmaktadır. Yurt çocukları arasındaki bu dayanışma, toplumumuz için örnek teşkil ederken, onların birlikte yürüdükleri bu yolculukta, dostluk ve kardeşliğin en saf ve en güçlü haline şahit oluruz.
“Coğrafya kaderdir” sözü, insan yaşamının büyük ölçüde yaşadığı yerin koşullarıyla şekillendiğini belirtir. Bu bağlamda, coğrafya sadece bir mekan değil, aynı zamanda bir bireyin hayatındaki fırsatları, zorlukları ve hayallerini belirleyen bir faktördür.
Bir çocuğun dünyaya geldiği yer, onun eğitim olanaklarını, sağlık hizmetlerine erişimini ve sosyal imkanlarını belirler. Ancak coğrafya, yalnızca coğrafi konumla sınırlı kalmaz. İçinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve kültürel ortam da, o çocuğun hayatını derinden etkiler. Özellikle kimsesiz çocuklar için bu durum daha da kritik hale gelir. Aile sıcaklığından, destekten yoksun olan bu çocuklar, çoğu zaman savaş, yoksulluk ve ihmal gibi olumsuz koşullarla başa çıkmak zorunda kalırlar.
Kimsesiz olmak, sadece fiziksel bir yalnızlık değil, aynı zamanda duygusal bir boşluk da getirir. Sevgi, ilgi ve destekten yoksun büyüyen bu çocuklar, kendilerine ait bir aile ortamı bulamadıkları için duygusal ve psikolojik zorluklar yaşayabilirler. Eğitim gibi temel haklara erişim konusunda da büyük sıkıntılar çekerler; çünkü destekleyici bir aile yapısı, başarıya ulaşmaları için kritik öneme sahiptir.
Toplum olarak, kimsesiz çocuklara yönelik daha fazla sorumluluk almalı ve onlara destek olmalıyız. Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler alanında sunulacak desteklerle bu çocukların hayatlarını olumlu yönde değiştirebiliriz. Yerel ve ulusal düzeyde yapılacak projelerle, bu çocukların daha iyi bir yaşam standardına ulaşmalarını sağlamak mümkündür.
Unutulmamalıdır ki, her çocuk sevgiye, desteğe ve fırsata layıktır. “Coğrafya kaderdir” sözü, bizim bu çocuklara olan sorumluluğumuzu artırmalı ve onları yalnız bırakmamamız gerektiğini hatırlatmalıdır. Onlara uzanacak bir yardım eli, belki de hayatlarını değiştirecek olan umudu taşıyacaktır.
Bizim gibi Devlet koruması altında yetişmiş kardeşlerim için hayatta başarılı olma mücadelesi, gerçekten çok zorlayıcı olabilir. Anne-baba desteği olmadan, toplumun zorluklarına karşı tek başına mücadele etmek, ağır bir yük gibi hissedilebilir. Ancak bu zorlu süreçte, umudun ve güçlülüğün anahtar olduğunu vurgulamak istiyorum.
1. Kendi Gücünü Tanı
Devlet korumasından ayrılmış olmak seni daha zayıf değil, aksine çok daha güçlü yapıyor. Bu süreçte karşılaştığın zorluklar seni hayata karşı hazırladı ve hayatta kalmak, zorluklarla başa çıkmak için zaten bir gücün var. Bu gücü fark etmen çok önemli. Hayatta başarıya giden yol, içindeki dayanıklılığı ve yetenekleri fark etmekle başlar.
2. Destek Aramaktan Çekinme
Yalnız hissetmek çok normal, çünkü bir ailen ya da seni sürekli destekleyecek bir yapın olmayabilir. Ancak, hayatta tutunabileceğin insanlar ve topluluklar var. Farklı sivil toplum kuruluşları, sosyal hizmetler, mentorlar veya güvenilir arkadaşlar gibi çevrende sana yol gösterecek kişiler bulabilirsin. Destek almak bir zayıflık değil, tam tersine güçtür.
3. Eğitim ve Kendini Geliştirme
Hayatta başarılı olmanın yollarından biri, kendini sürekli geliştirmeye açık olmaktır. Eğitim, iş becerileri, kişisel gelişim gibi alanlara odaklanmak, seni daha donanımlı hale getirecek. Kazandığın her yeni bilgi ve beceri, seni hayatta bir adım öne taşıyacaktır. Eğer maddi imkanlar kısıtlıysa, devlet bursları veya meslek edindirme programlarına katılabilirsin.
4. Kendi Aileni Kurma Hakkın Var
Biyolojik bir ailen olmayabilir, ama hayatta kendi aileni yaratma şansın her zaman var. Aile, sadece kan bağı demek değildir; güvenebileceğin insanlardan oluşan bir topluluk yaratabilirsin. Bu, arkadaşlar, iş arkadaşları ya da hayatına girecek değerli insanlar olabilir. İlişkilerini güven ve sevgi üzerine kurarak, kendine bir destek ağı oluşturabilirsin.
5. Kendi Hikayenin Kahramanı Sensin
Herkesin hayatında zorluklar vardır, ama senin hikayen diğerlerinden farklı olabilir çünkü sen, zorlukları aşarak buraya geldin. Bu seni daha da özel ve güçlü yapar. Hayatının geri kalanında, geçmişindeki zorlukları birer deneyim olarak görebilir ve kendi başarı hikayeni yazabilirsin. Hayatının kahramanı sensin ve seni neyin beklediğini ancak sen belirleyebilirsin.
6. Küçük Başarıları Kutla
Başarı, her zaman büyük adımlarla gelmez. Küçük adımlarla ilerlemek ve o küçük başarıları kutlamak seni motive eder. İlk işin, ilk kariyer adımın, eğitimde bir aşama kaydetmen ya da küçük bir hedefe ulaşman, seni daha büyük başarılara hazırlar.
Evet, hayatta tutunacak bir ailenin olmaması çok zorlayıcı olabilir ama unutma ki, senin de kendi yolunu çizme gücün var. Kendine inanman, seni güçlü ve bağımsız bir birey haline getirir. Yaşadığın deneyimler, seni başarıya götürecek birer basamak olabilir. Bu yolculukta yalnız olmadığını, senin gibi zorluklarla baş eden insanların olduğunu da unutmaman önemli.
Anadolu Büyük Aile Federasyonu tarafindan Bingöl ilinde Bakim Sonrasi İzleme Çalistayi düzenledi.
Genel Merkezi Malatya’da bulunan ve Ağrı, Malatya, Erzurum, Muş, Gaziantep ve Bingol
Yetistirme Yurtlarindan Ayrilanlar Yardımlaşma derneklerinin kakatildiğı çalistaya Bingöl Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardimcisi Süleyman BEDIR ile kuruluş Yöneticileri ve sosyal hizmetler uzmanlarının katilim sagladığı programın açılışında bir açıklama yapan,Federasyon baskani Mehmet ÇOLAK derneklerimizin ve federasyonumuzun en öncelikli çalisma alanlarindan biri olan bakim surecinden baslayarak genclerimizin bakim sonrasinda desteklenmesi calismalaridir. Bu konuda birlikte neler yapilmasi gerktigi konularinda sorun ve cozum onerilerini konustugumuz 2 gunluk bir calistay gerceklestirdik. Calistay sonucunu raporluyarak ilgili birimler ile paylasacagini ifade derken Bingöl Aile ve Sosyal Hizmet İl Müdürü Yardımcısı BEDİR ise yaptığı açıklamada, kurumlarımızın bakım ve koruması altında yetişmiş gençler tarafından kurulan derneklerimiz bir araya gelerek kurudukları dernekleri güçlendirerek Federasyon çatısı altında bir araya gelmeleri önemli bir çalışmadır bugün bölgemizde federasyonun çatısı altında bulunan derneklerin ilimizde kurum bakımından sonra gençlerin yaşadığı sorunların tespit edilerek çözüm önerileri belirlenmesi çalıştayı da kamu STK iş birliğinin önemli bir adımıdır, emeği geçen herkesi kutluyorum çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum dedi
Programın 1. Gününde çocuların Kurum bakımı ve sonrasındaki yaşadıkları problemler tespit edilerek üzerinde tartışmalar yapılırken daha sonra AB Sivil Düşün Uzmanı tarafından Kanıt Temelli Savunuculuk eğitimi ile tamamlanan program ikinci gününde Bakım Süreci ve sonrasında yaşanan problemlerin Çözüm önerileri üzerine görüş ve öneriler tartışıldıktan sonra Federasyona bağlı derneklerin kurumsal Kapasitelerini güçlendirmeye yönelik istişareler ile program tamamlandı.
Yetiştirme yurdunda büyüdü, kurduğu kulüple kendini gençlere adadı
Muş’ta babasını kaybettikten sonra 4 kardeşiyle yetiştirme yurdunda kalan Ferzende Emre, gençleri kötü alışkanlardan korumak amacıyla 15 yıl önce kurduğu spor kulübünde yüzlerce sporcu yetiştirdi.
İbrahim Yaldız |16.02.2024 – Güncelleme : 17.02.2024
Fotoğraf: İbrahim Yaldız/AA
Muş
Merkeze bağlı Sütlüce Mahallesi’nde 1973’te dünyaya gelen ve 7 yaşındayken babasını kaybeden Emre, annesinin maddi imkansızlıkları nedeniyle 8 kardeşinden 4’üyle Muş Yetiştirme Yurdu’na alındı.
Yurtta kaldığı sürede derslerine çalışarak 18 yaşındayken açılan sınavla İl Sağlık Müdürlüğüne memur olarak atanan Emre, aynı yıl spor hayatına atıldı.
Kurslara katılarak aldığı belgelerle 13 yıl futbol hakemliği ve 5 yıl Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde gözlemcilik yapan Emre, voleybola da olan ilgisi nedeniyle 15 yıl önce de Muş Lalezar Spor Kulübünü kurarak voleybol takımı oluşturdu.
Mesai saatlerinde tütün mamulü denetmeni olarak görev yapan Emre, mesai saatleri dışında da Türkiye Voleybol Federasyonu 2. Lig 8. Grup’ta mücadele eden takıma antrenman yaptırıyor.
Gençleri kötü alışkanlıklardan korumak için kurduğu kulüpte hem başkanlık hem de antrenörlük yapan Emre, devletin sağladığı desteklerle 134 sporcusunun üniversiteye yerleşerek öğretmen, spor yöneticisi ve antrenör olmalarına öncülük etti.
“Yetiştirdiğimiz sporcular bizde antrenörlük de yapıyor”
Emre, AA muhabirine, babasının vefatından sonra yetiştirme yurdunda büyüdüğünü ve devletin sağladığı desteklerle bugünlere geldiğini söyledi.
Muş İl Sağlık Müdürlüğünde memur olarak göreve başladığını anlatan Emre, şöyle konuştu:
“Göreve başlamamla spor hayatına atıldım. 13 yıl futbol hakemliği ve 5 yıl Türkiye Futbol Federasyonu’nda gözlemci olarak görev yaptım. 15 yıldır Lalezar Spor Kulübü başkanlığı ve antrenörlüğü görevimi de sürdürmekteyim. Amacımız gençleri kötü alışkanlıklardan korumak ve spora yönlendirmek. Bugüne kadar devletimizin verdiği imkan dahilinde 134 gencimizi üniversiteye yerleştirdik. Bunların çoğu öğretmen, spor yöneticisi ve antrenör oldu. Yetiştirdiğim bazı sporcularımız şu anda bizde antrenörlük yapmakta.”
Muş Valisi Avni Çakır’ın destekleriyle takımın daha iyi yerlere geldiğini vurgulayan Emre, “Türkiye Voleybol Federasyonu 2. lig 8 grupta mücadele ediyoruz. Şampiyon olarak takımı daha iyi yerlere getirmeyi amaçlıyoruz. Amacımız gençlere spor sevgisini ve saygıyı aşılamak. Gençleri madde bağımlığından korumak, sigaradan uzak tutmak ve eğitime teşvik etmek. Eğitim ve spor yan yana olunca başarı kaçınılmaz oluyor. 33 yıldır sporun içerisindeyim. Gençleri spora kazandırdığımız için mutluyum. Ligi en iyi şekilde bitirmek istiyoruz. Haftanın 5 günü antrenman yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Takım kaptanı Ahmet Balcı: Yetiştiğim kulüpte kaptanlık yapıyorum
Takım kaptanı Ahmet Balcı ise Muş Spor Lisesi’nde beden eğitimi öğretmeni olduğunu belirtti.
Ferzende Emre ile 15 yıl önce tanıştığını ifade eden Balcı, şunları kaydetti:
“15 yıldır beraberiz, yol arkadaşlığı yapıyoruz. Ferzende Emre büyüğümüz ve bize hocalık yapıyor. Geçmişte çıkardığımız lisanslar sayesinde Spor Fakültesi’ni kazandım ve üniversiteyi bitirdim, 7 yıl önce öğretmen oldum. Yetiştiğim kulüpte kaptanlık yapıyorum. Biz üç kardeş aynı takımda yetiştik ve hepimiz de beden eğitim öğretmeni olduk. Ferzende hocamızın üzerimizde emeği çok.”
Sporculardan Ömer Faruk da “2013’ten bu yana Muş Lalezar Spor’un sporcusuyum. Bu formayı giymekten çok mutluyum. Ferzende hocam gerçekten Muş’ta gençler için önemli bir insan. Altyapıdan başlayıp ikinci lige uzanan başarıları var. Biz de takımın başarısı için mücadele ediyoruz.” diye konuştu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafındandüzenlenen ve Devlet Korumasından Ayeılan Bireyler Tarafından kurulan Yurt Derneklerinin katılımı ile 2828 sayuılı kanun Ek 1. Maddesine ilişkin düzenlen istişare toplantısına Davet Edilen Derneğimiz Yönetim Kurulu Başkanımız Mehmet ÇOLAK katıldı.
Aile ve Çocuktan Sorumlu Bakan Yrdımcısı Leman YENİGÜN, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Ayşegül YILDIRIM KARA Genel Müdür Yardımcısı Mustafa BİLİR Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü Av. Özge AYDİŞ TOY Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Rehberlik ve Toplumsal Destek Hizmetleri Daire Başkanı Fatih PEHLİVAN ‘ın katıldığı Toplantıda Bakım süreci ve sonrası için önemli konularda istişareler yapılarak kardeşlerimizin 2828 sayılı kanun ek 1. Maddesine ilişkin istihdam ve yüksek öğrenime yönelik atılacak adımlar üzerine verimli bir toplantı gerçekleştirilmiştir.
Yönetim Kurulu Başkanımız Mehmet ÇOLAK Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle bir kutlama mesajı yayınladı.
Başkan ÇOLAK yayınladığı kutlama mesajında; ‘ 19 Mayıs, Türk Milletine vurulmak istenen esaret zincirinin kırılması amacıyla Türk Milletinin hiçbir şekilde bir başka devletin ya da devletlerin boyunduruğu altında yaşamayacağının bir nişanesi olarak, Türk insanın Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde işgal devletlerine karşı bağımsızlık ateşini yaktığı zaferin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına uzanan sürecin ilk adımıdır.
Sevgili Gençler, sizlere düşen en büyük görev bu aziz vatanı geliştirerek, güzelleştirerek tertemiz bir şekilde gelecek nesillere teslim etmektir. Çünkü bu vatan sizlere emanet edilmiş paha biçilmez bir hazinedir. Bu emaneti bütün güzellikleriyle, milli ve manevi zenginlikleriyle gelecek kuşaklara teslim etmek en başta gelen görevinizdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Vatanın bütün ümidi ve geleceği size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır’ sözleriyle Türk gençliğine olan güvenini ifade etmiştir.
Ülkesini seven nesiller olarak sizlerden beklentimiz büyüktür. Hedeflerinizi hep yüksek tutmalı, daima ileriye bakmalı, bugünkü Türkiye’nin de böyle bir anlayışın eseri olduğunu hep hatırlamalısınız. Başarıyı yakalayabilmek için kendi değerlerimizin yanı sıra dünyanın değerleriyle barışık olmalı, dünyanın gittiği istikameti doğru okumalısınız. Ülkemiz ve milletimiz için her zaman sevgiyle, inançla, var gücünüzle çalışacağınıza yürekten inanıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, vatandaşlarımızın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyor, gençlerimizi sevgiyle kucaklıyorum.” dedi.
İç Anadolu Bölgesinde kardeşlerimiz tarafından kurulan Niğde Yurt Ayder, Yozgat Yurt Ayder,Aksaray Yurt Ayder, Kırşwhşr Yurt Ayder,ve Karaman Yurt Ayder dernekleri tarafından Genel Merkezi Niğde olarak Niğde Yurt Ayder Başkanı Sayın Yunus Ak Genel Başkanlığında kuruldu federasyonun kardeşlerimiz ve birliğimiz adına hayırlı olmasını dileriz.
Federasyonun Yapılanması ve Üye Dernekler
YUDEF, Bizim Aile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Yozgat Yetiştirme Yurdundan Ayrılanlar Yardımlaşma Derneği, Aksaray 68 Yetiştirme Yurdundan Ayrılanlar Yardımlaşma Derneği, Niğde Yetiştirme Yurdundan Ayrılanlar Derneği ve Karaman Çocuk Evleri Sosyal Gelişim Derneği’nin birleşmesiyle oluşturuldu. Federasyonun merkezi Niğde olarak belirlendi.
Yönetim ve Temsilciler
Federasyon Yönetimi, Genel Başkan Yunus AK ve yönetim kurulu üyeleri Genel Sekreter Bayram KOÇ, Mali İşler Başkanı Fahri İNCE, Dernekler İletişim ve Teşkilatlanma Başkanı Hakan ÇELİKSOY ve Eğitim ve Sosyal İşler Başkanı Ali İmran AKSU’dan oluşuyor.
YUDEF’in Gelecek Planları ve Projeleri
Bizim Aile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Kırşehir YURT-AY-DER Başkanı Bayram Koç’un açıklamasında şu sözlere yer verdi.
Başkan Koç;”Dezavantajlı gruplar içerisinden gelerek toplum içerisinde yer edinmiş bireylerin sosyal sorumluluk hareketleri içerisinde yer almalarının önemine değinerek geleceğimizin teminatı çocuklar ve gençler için Yurt Dernekleri olarak tüm gayret ve çabalarımızla çalışmalarımıza devam edeceğiz”dedi.
Federasyon, özellikle çocuk ve gençlerin gelişimine katkıda bulunmak üzere projeler üretecek. Yozgat, Karaman ve Kırşehir’de başlatılan projeler bu amaç doğrultusunda yürütülmekte.