Toplum olarak ne yazık ki önyargılarla dolu kalıplarla düşünüyoruz. Birinin çocukluk koşullarını bilmeden, o kişi hakkında hüküm veriyoruz. Yurt çocuklarına karşı bu önyargılar ise en incitici olanlardan biri. Bizler, devlet korumasında büyüyen bireyler olarak sadece anlaşılmak değil, en azından saygı duyulmak istiyoruz. Yetim ya da öksüz büyümek, bizim tercihimiz değildi. Bu zorluğun içinde kimimiz doktor, kimimiz vali, kaymakam, imam, öğretmen olduk; hedeflerimize, toplumun önyargılarına rağmen ulaştık.
Her bireyin hikayesi farklıdır ve bizi aynı kefeye koymak, kimliğimizin ve çabalarımızın göz ardı edilmesine neden oluyor. Devlet koruması altındaki çocuklar olarak, kendimizi topluma kanıtlamak gibi ağır bir yük omuzlarımıza yüklenmiş durumda. Ancak bizler, yetim olmanın ne demek olduğunu bilen, dayanıklılığımızla güçlü bir şekilde hayata tutunan bireyleriz. Hayatın zorluklarına karşı birlikte yürümek zorunda kaldık, ama bu bizi zayıf yapmadı; tam aksine, hayata karşı daha güçlü ve kararlı olmamızı sağladı.
Unutulmamalıdır ki, her birimiz potansiyel taşıyan, hayalleri olan bireyleriz. İçimizden doktorlar, öğretmenler, kaymakamlar, valiler çıktı ve çıkmaya devam edecek. Önyargılarınızdan arındığınızda, bizleri sadece geçmişimizle değil, sahip olduğumuz niteliklerle de değerlendirdiğinizde, toplumun her kesimi için bir örnek teşkil eden bireyler olarak tanıyacaksınız.
Artık sizden tek bir şey istiyoruz: Önyargılarınızı bir kenara bırakın. Biz, toplum için çalışmaya ve katkı sağlamaya devam ediyoruz. Anlamasanız bile saygı duyun, çünkü biz de hayallerimizin peşindeyiz ve biz de bu toplumun bir parçasıyız.
Yunus UZUN
Anadolu Büyük Aile Federasyonu
Genel Başkan Yardımcısı